Endoskopi Ataşehir -

Doç. Dr. Duygu İBRİŞİM

Gastroenteroloji Uzmanı

BARSAK TEMBELLİĞİ (KABIZLIK)

Kabızlık en sık karşılaşılan sindirim sistemi problemidir. Nedeni bilinmeyen, bireysel yatkınlıkla ilişkili bir durum olabileceği gibi diyabet, hipotiroidi gibi metabolik olayların bir belirtisi veya kolon kanseri gibi mekanik-tıkayıcı nedenlerin sonucu olarak da ortaya çıkabilir. Ayrıca bazı ilaçlar ve nörolojik hastalıklar da kabızlığa neden olabilirler.

Normal dışkılama sayısı kişiden kişiye değişebilen subjektif bir durumdur. Bazı kişiler için günde iki defa dışkılama normal olabilirken haftada 3-4 defa dışkılaması olan bir kişinin de barsakları gayet sağlıklı olabilir. Genel hatları ile haftada 3 defadan daha az ve/veya bu dışkılamaların en az dörtte birinde aşırı zorlanma, sert dışkılama, çıkımda tıkanıklık-tam boşalamama hissi, dışkılayabilmek için elle müdahale ihtiyacı oluyorsa kabızlıktan bahsedilebilir.

En sık karşılaşılan nedeni bilinmeyen kabızlıkta barsak hareketleri normal veya yavaşlamış olabilir veya fonksiyonel bir dışkılama zorluğu olabilir. Bu kişilerde beslenme ve dışkılama alışkanlıklarının düzenlenmesi oldukça önemlidir. Yeterli su tüketiminin sağlanması, sulu- yumuşak ve lifli gıdaların tüketiminin arttırılması, düzenli ve ara öğünleri de içeren bir beslenme ve özellikle yürüyüş gibi sağlıklı bir fiziksel aktivitenin yapılması çoğu vakada yararlıdır. Dışkılamanın aynı saatlerde ve ertelenmeden yapılması, stresin yönetimi de olumlu katkı sağlar. Unutulmamalıdır ki beynimizle sindirim sistemimiz arasında çok sıkı bir ilişki vardır ve duygusal durumumuz mide ve barsaklarımızı etkileyebilir. Dönem dönem dışkılamayı düzenleyici tedavilere gerek duyulabilir. Ancak bu tedaviler mutlaka doktor önerisi ile alınmalıdır.

Kabızlık sorunu olan kişide eşlik eden hastalıklar ve kullanılan ilaçlar özenle sorgulanmalı, gerekirse nedene yönelik tedavi verilmeli ve ilaçlar gözden geçirilmelidir.

Uzun süredir kabızlığı olan bir kişiden çok ani gelişen ve/veya gittikçe artan kabızlık daha kaygı verici bir durumdur. Beraberinde alarm belirtileri dediğimiz, kilo kaybı, halsizlik karın ağrısı, kansızlık, makattan kanama gibi bulguların da eşlik etmesi halinde mutlaka doktora başvurulması ve tetkik gereklidir. En kötü senaryo olan kolon kanserinin değerlendirilmesinde kolonoskopi altın standarttır ve erken tanı ve tedavi şansı sağlayarak hayat kurtarıcı olabilir. Kolon kanserleri genellikle barsakta polip dediğimiz ve bu aşamada iken çoğunlukla iyi huylu olan küçük et beni gibi kabarıklıklar şeklinde başlarlar ve yıllar içinde büyüyüp dejenere olarak kanserleşirler. Bu nedenle hiçbir yakınması olmasa dahi 50 yaşına gelmiş herkese tarama amaçlı kolonoskopi yapılması ve polip tespit edilirse kolonoskopi işlemi sırasında çıkarılarak (polipektomi) kanser gelişiminin önlenmesi ve bulgulara göre belli aralıklarla işlemin tekrarı tüm dünyada kabul edilmiş bir yaklaşımdır. Ailesinde kolon kanseri olan kişilerde daha erken yaşlarda taramaya başlamak gerekir.